Evet 1990'lı yılların ortalarında yazılan ancak her nedense bir türlü sahneye konulamayan "Mahmut Emmi" isimli piyes daha o günlerden Eber gölündeki büyük soruna dikkat çeken ve yerel halkın bu meseleye nasıl baktığını anlatan bir eserdi.
Sanıyorum Bolvadin belediyesi tarafından az sayıda da olsa basılıp dağıtılan bu piyesin yazarı hemşerimiz Nurettin Özkan aynı zamanda Bolvadin "şehir müzesinin" de kurucu müdürü idi. Özkan, daha sonra Konya'da yaptığı görevler sıasında önemli başarılara imza atmış ve şimdi emekli olmuş bir Bolvadin hemşerimiz. (Gazetemizin kuruluşunda da büyük emekleri vardır)
30 yıl önce gölümüzün "can çekiştiği" hem bu eserle, hem de Selim Karasekreter belediye başkanının düzenlediği sempozyum, yürüyüş gibi etkinliklerle gündeme getirilmiş, hatta bir kaymak şenliğinde dönemin turizm bakanının göldeki geziye katılması sağlanarak bu büyük probleme dikkat çekilmişti.
30 yıl önceki hassasiyet maalesef daha sonra yerini durağına bıraktı. Şimdi kuraklık, yangın ve kirlilikle boğuşan Eber inşallah artık bazı "siyasilerin gündemine" girdi.
Umut ediyoruz ki verilen vaatler ve demeçler "günübirlik" olmasın. Göl bu şehir için çok şey ifade ediyor.
Nafaka, rızık demek, turizm demek, güzellik demek, kısaca bereket demek...
Göldeki sorun arttıkça avcılık ve balıkçılık da bitme noktasına geldi.
Seka kapandı; kamış, kandıra mesleği neredeyse bitme noktasında.
Her seçim öncesinde Eber ile ilgili verilen vaatler hiçbir şekilde yerine getirilmediği gibi seçim sonrasında Eber telaffuz bile edilmedi.
Biz yazmaktan yorulduk, söz verenler unutmaktan yorulmadı.
Alkaloid fabrikasının kurulması ile başlayan Eber sancıları günümüze kadar ulaştı ve hiçbir şekilde tedavi edilmedi.
Siyasiler "halk nasıl olsa unutur" anlayışı sergileyerek bu sorunu sümen altı ettiler.
Belediye başkanları "seçime yansımayacak bir hizmet" düşüncesiyle bir daha ele almadılar.
Balıkların üremediği, kuşların terk ettiği, halkımızın da umudunu kestiği Eber gölü yeni vaatlerden medet umuyor. Ne diyelim hayırlısı...
Allah'a emanet olunuz.